Geleneksel Dıyarbakır Evlerinde Yaşama Mekânına Yansıması

04:11 / Gönderen Melih /

En eski uygarlıktan günümüze, belli bir kimliği korumuş her topluluğun kuşaktan kuşağa aktardığı, kendi özelliklerini yansıttığı bir sosyal davranışı vardır.

Doğadan ve yaşam şeklinden kaynaklanan toplumsal deneyimler, görüşler, inançlar, töreler mimariyi de etkilemiştir. Bu etkiler insan ölçüsüne dayalı kullanım anlayışıyla birleştirilmiş ve mimari, "biçim durumuna gelmiş bir hayat" olmuştur. Gerek Türk evi, gerekse geleneksel Diyarbakır evinde de aynı durum gözlenmektedir.

Çeşitli uygarlıkların sanat izlerini taşıyan Diyarbakır, gösterilen ilgiyi hak eden bir kenttir. Özellikle tarihi evleri bu ilgiye fazlasıyla layıktır. Diyarbakır'daki evlerin iç ve dış mekanlarının biçimlenmesinde iklim koşulları ve sosyal yapı önemli rol oynamıştır.

Kent, sık dokusu, dar sokakları, yüksek avlulu duvarlarıyla kendi içinde tekdüzedir. Onu ancak kabaltı, sokak kapıları, cumba, eğrilip uzanan, daralıp genişleyen sokaklar hareketlendirir. Ancak burası Diyarbakır halkının yaşamını sürdürdüğü dış dünyadır. Avludan içeri girildiğinde bu elemanlar değişmektedir. Bunlar, ne tulumba ve kuyuya bırakırlar. Sokak duvarlarındaki taşlar avluya girildiğinde anlam kazanır. Doluluk ve boşluklar, saçaklar tekdüzeliği ortadan kaldırıp, avluya bütünlük sağlar. Diyarbakır geleneksel evlerinde kullanıcıların gereksinimleri ve istekleri doğrultusunda fiziksel açıdan açık, yarı açık (veya yarı kapalı) ve kapalı nitelikte tanımlanabilen alanlar mevcuttur. Oda, baş oda, ara oda, arka oda, koltuk oda, kiler, mutfak,sandık odası, taşlık içine girer. Eyvan, yarı açık alan olup; çevresinde yaşamın kurulduğu avlu ise açık alan niteliğindedir.

Genel olarak geleneksel Diyarbakır evi işleyiş şeması Çizelge 1'deki gibidir.

Kullanıcının dışa ve içe gizlilik gereksinimi evlere belirgin biçimde yansımıştır. Cepheler, bir anlamda İslam dininin gereği olarak, aile yaşantısından gelmektedir. Evin mahremiyeti yüksek duvarlarla kapanmış avluda geçen günlük yaşam sokaktan ve komşu mahremiyeti içinde, yazın sıcağını, kışın ayazını göğüsleyen halk kendi güvenli dizlerinde mutludurlar. Geleneksel düzende sokak ne kadar genelse, avlu ve ev o denli özeldir. İnsanların tüm ortak özelliklerine karşın her avlunun, her konutun onu kullanma anlayışının her biri için ayrı ayrı değeri vardır. Bu boyut içinde oturanların gereksinimleri, istekleri, kişilikleri, alışkanlıkları, sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel değerleri ile bağlantılıdır. Çevre koşullarına bağlı gereksinimler Diyarbakır geleneksel evleri içinde açık, yarı açık bağlamında etkili olmuştur. Bu gereksinimlerin yaşama mekanıyla ilişkilendirilmesi Çizelge 2 de verilmiştir.

Görüldüğü gibi, yaşama mekanları ve çevre koşulları bağlı gereksinimler arasındaki ilişki sıklığı (psiko-sosyal çevre koşulları, kültürel çevre koşulları ve fiziksel çevre koşullarına bağlı gereksinimlerde) eşit oranda dağılım göstermiştir.

Birçok medeniyetin yerleştiği ve iz bıraktığı Diyarbakır geleneksel evlerinde bu medeniyetlere ait yaşama biçimleri, kültürlerin yanısıra gelenek-göreneklere ait eylemlerin de yaşama mekanına yansıması görülmektedir. Yaşama biçimleri ataerkil aile yaşantısı ve dinin getirdiği mahremiyet olgusuyla yoğrulmuş gibidir. Evler ailelerin kalabalıklığına bağlı olarak nine-dede, karı-koca, çocuklar, evli erkek çocuklar ve onların ailelerini kaldıracak büyüklükte düşünülerek yapılmıştır. Bütün bu anlatımların ışığı altında Tablo 1 de de görüldüğü gibi çevre koşullarına bağlı gereksinimlerin yaşama mekanlarına yansıması Diyarbakır geleneksel ev oluşumunda yadsınamayacak derecede önem taşımaktadır.


çizelge - üzerine tıklayak büyütebilirsiniz
tablo - üzerine tıklayak büyütebilirsiniz







diyarbakır evi plan örnekleri
üzerine tıklayak büyütebilirsiniz

Etiketler: