Evde mutlu olmanın yolları

04:02 / Gönderen Melih /

Yaşam enerjisinin akışını anladığınız zaman hayatınız değişmeye başlar. Hem de görülür biçimde.

Şayet kendinizden ve içinde bulunduğunuz koşullardan memnun değilseniz, yaşam enerjisini yanlış kullanıyorsunuz, demektir. Daha doğrusu çevrenizi saran yaşam enerjisini henüz algılayamamış, farkına varamamışsınız. Tabii bunun sonucunda açığa çıkan mutsuzluk, başarısızlık ve sağlık problemleri gibi sorunların neden sizi bulduğunu sorguluyorsunuz.

Yaşam enerjisi bütün dünyayı kapladığı gibi bizi de sarar ve tıpkı bir nehrin akışı gibi akar. Ne yazık ki, nehrin akışını gören bizler hayat enerjisinin akışını göremeyiz ve anlayamayız. Çünkü, bunu anlamak için eğitilmedik ve bu bilgiden yoksunuz.

Ancak, duyarlılığı yüksek olanlar, kendi içleriyle iyi iletişim kurmayı başaranlar sezebilirler. Bir de büyük şansızlıklar içine düşmüş olanlar, şiddetli sorunlarla başa çıkmak zorunda kalanlar ‘‘Bana neler oluyor?’’ şeklinde soru sormaya başladıkları zaman hissedebilirler. Fakat, bilemedikleri için çözümü de çoğu kez anlayamazlar.

Sadece iç seslerine kulak verenler, el yordamıyla yaşam enerjisinin akışına kendilerini uydurabilirler. Tabii bu durum onların çıkışı olur. Ancak, sorunlarından kurtulduktan bir süre sonra hissettikleri gizil gücü unutur ve bildikleri gibi yaşamaya devam ederler. Taa ki bir başka sorunun içinde kendilerini buluncaya kadar.

Yaşam enerjisi, pozitif ve negatif güçlerin uyum içinde dans ettiği ortamlarda yoğunlaşır. Aydınlık ve karanlık birlikte bulunur. Zıtların ahengini yakaladığınız zaman, yaşam enerjisini kullanmaya başlarsınız. Bunu bilmeniz şart değil. Fakat, pozitif ve negatif enerjinin ne olduğunu ve nerelerde bulunduğunu bilmeniz gerekiyor.

Biliyorsunuz aydınlık ve karanlık, sıcak ve soğuk, vb. birbirine zıt enerjiler yani pozitif ve negatif güçlerdir. Ve aynı şekilde Kuzey-Güney, Doğu-Batı yönler de birbirinin karşıtıdır.

Her bir yönünün bütünleştiği ve yönettiği elementlerin birarada bulunması, yaşam enerjisinin güçlü akmasını sağlar.

Yaşam enerjisinin akışı içinde ahenkle akacak olursanız, sağlıklı, güçlü, başarılı ve mutlu olursunuz. İsteklerinizi gerçekleştirecek gücü, yaşam enerjisinden sağlarsınız.

Yaşam enerjisi doğal olarak zaten akar. Fakat, siz bu akışın içinde bulunduğunuz halde bunu hissetmezsiniz ve kendinize çekemezsiniz. Şayet, kendiniz için hayat enerjisinin ahenk içinde aktığı bir ortam yaratabilirseniz, yaşantınızda ters giden şeylerin düzgün gitmeye başladığını ve kendinize olan güveninizin arttığını hissedersiniz. Kendinizi daha mutlu ve olumlu hissetmeye başlayacağınız için, başarı da beraberinde gelir. Zaten işleriniz de yoluna girer. Hem de bütün bunlar kendiliğinden ve siz hiçbir zorlanma hissetmeden meydana gelir.

Aslında hayat enerjisinin akışını bilen eskiler, ev ve iş yerlerinin düzenlenmesini yaparken bunu gözönünde bulundururlardı. Çünkü yaşadığınız ev de sizinle birlikte yaşar. Tabii iş yeriniz de... Sizin canlılığınızın ölçüsü, yaşadığınız yerin ne kadar güçlü bir yaşam enerjisiyle dolu olduğuna bağlıdır.

İsteklerinizi oluşturabilecek ve gerçekleştirebilecek gücü kendi içinizde biriktirebilmeniz için, bulunduğunuz yerin enerjisinin yüksek olması gerekir. Ve tabii sizin enerjisinizle de uyum içinde olmasına dikkat etmelisiniz.

İçinde yaşadığınız evi, çalıştığınız yeri sevmeniz çok önemli. Çünkü, akıl yürüterek tesbit edemeyeceğiniz çok önemli bilgileri, bedeniniz duygu olarak size bildirir.

Sevmek ya da sevmemek şeklinde ortaya çıkan bu duygu, sizin yaşadığınız yerle ne derece bütünleştiğinizin işaretidir. Şayet yaşadığınız yerle uyum içinde değilseniz, hayat enerjisi kesintiye uğrar ve bulunduğunuz yerde kalmaktan hoşnutsuzluk duyarsınız.

Ayrıca, sevmediğiniz bir yerde oturmaya ve yaşamaya devam ederseniz, o mekan sizin enerjinizi emmeye başlar. Çünkü, yaşadığınız yer, sizin gibi canlıdır ve enerjiye ihtiyacı vardır.

Aslında enerji akışı iki yönlüdür. Yani siz yaşadığınız evi beslerken, eviniz de sizi besler. Karşılıklı bir akış içinde bulunursunuz. Bu akış kesintiye uğradığı zaman siz kendi enerjinizle evi beslerken, eviniz sizi beslemez ve giderek halsiz, mutsuz, isteksiz bir hal içine girersiniz. Hatta bu durum sağlığınıza ve iş hayatınıza da yansır. Performansınız ve başarı grafiğiniz düşer. Ve siz, kendinize neler olduğunu bir türlü anlamazsınız. Tabii bu arada yaşadığınız yerle ilgili sevgisizliğiniz giderek büyür.

Aslında insanın bedeninin verdiği işaretleri ciddiye alması gerekir. Çünkü, sizin bilmediğiniz pek çok bilgiye sahiptir. Ve sizin için en önemli uyarıyı duygularınızda meydana gelen değişikliklerle bildirir.

Mutluluk için işe yaşadığınız yerle başlamalısınız. Öncelikle oturduğunuz yeri seveceğiniz hale getirmeli ve evinizin içinde yaşam enerjisinin kesintiye uğramadan akışını sağlamalısınız. Bunun için öncelikle yaşadığınız yer temiz olmalı, düzgün sevdiğiniz renklerle boyanmış olmalıdır.

Evinizin içinde eşyaların konumu, şekli ve yerleştirilmesi de yaşam enerjisinin akışını etkileyen çok önemli unsurlardır.

Sizin enerjinizle uyum içinde bulunması için kendinizi tanımanız gerekiyor. Tabii bunun için de kendinizle iyi iletişim kurmanız şart. Çünkü, kendinizle ilgili en doğruyu bilgiyi bedeniniz verir. Şayet kendinizi yaşam enerjisinin akışına bırakacak olursanız, seçtiğiniz eşyalardan, (eşyalarınız kırık ya da bozuk olmamalı) yerleştirmeye kadar içsel dürtülerle davranır ve doğru seçimler yapabilirsiniz.

Fakat, çoğu zaman içimizi dinlemeyip moda olanı seçmek ve boşlukları doldurmak gibi bir telaşa düştüğümüz için nihayetinde neden mutsuz olduğumuzu anlayamayız.

Halbuki renkler, eşyalar ve eşyaların poziyonu çok önemli. Ayrıca evinizin yönlerini de hesaba katmalısınız. Tabii ihtiyaçlarınızı da...

Mesela insanların evinize gelmesi sizi mutlu ediyorsa, renk ve eşyaların seçimini buna göre yapmalısınız.

Yaratıcılık gerektiren konularla ilgili çalışmalar yapıyorsanız, yaratıcı zekanızı besleyecek ve harekete geçirecek türden objeler ve renkler seçmelisiniz.

Ayrıca yönlerin bütünleştiği elementleri öğrenmeli ve kendinizin hangi elemente ait olduğunuzu bilerek seçimlerinizi buna uygun yapmalı ve eşyalarınızı uygun biçimde yerleştirmelisiniz.

Ateş elementi, Koç, Aslan ve Yaylar'ı idare eder ve yönü Güney'dir. Toprak ise, Boğa, Başak ve Oğlaklar'ı yönetir, yönü Kuzey'dir. Hava; İkizler, Terazi ve Kova'yı yönetir, yönü Doğu'dur ve Su, Yengeç, Akrep ve Balıklar'ı idare eder, yönü Batı'dır.

Kendi yönünüzü belirleyip o yöne uygun objeleri yerleştirerek kendinizi güçlendirmeniz mümkün. Tabii bütün yönlerin sembollerini doğru yerleştirmek suretiyle evinizdeki yaşam enerjisinin akışını güçlü hale getirebilirsiniz, Yasemin'ce...

Hürriyet - 13,14,15,16 Mart 2001

Etiketler: